Orta Avrupa’nın Orta Çağ Kenti Prag
Orta Avrupa denince akla gelen şehirlerin başında şüphesiz Prag gelir.
Prag, Çek Cumhuriyeti’nin ekonomik, politik ve kültürel başkenti olmasının yanında; otantik orta çağ havasıyla da Avrupa’nın en çok turist çeken şehirlerinden biri.
II.Dünya Savaşı’nda işgal edilmesine rağmen mimari açıdan çok zarar görmeyen bu şehirde, tarihin farklı dönemlerinden ve değişik mimari yapılardan çok sayıda nadide eserle karşılaşmanız mümkün.
Kuşkusuz, Prag benim en favori Orta Avrupa şehrim.
Prag’ta gezilecek ve görülecek birçok yer olmasının yanında; Prag’dan günübirlik gidip görebileceğiniz Karlovy Vary ve Kutna Hora gibi çok güzel şehirler de mevcut.
Ancak bu yazıda Prag’ın olmazsa olmaz 5 görülecek yerini anlatacağım.
Charles Köprüsü (ya da Çek dilinde Karluv Most)
Kral IV Charles tarafından 1357 yılında yapımına başlanan Charles Köprüsü, Prag’ın şüphesiz en muhteşem eseri. Günümüzde Prag’ın en bilindik sembollerinden biri olan ve 16 kemer üzerine inşa edilen Charles Köprüsü, üzerini süsleyen 30 tane tarihi heykel ile ziyaretçilerine otantik bir Orta Çağ havası yaşatıyor.
Öğleden sonraları başta sokak sanatçıları, ressamlar ve seyyar satıcılar olmak üzere köprünün üzerindeki kalabalık artmaya başlıyor. Bu kalabalığa köprünün Orta Çağ havasını ve Vltava Nehri’nin sunduğu eşsiz manzarayı izlemek isteyen turistler de eklenince; köprüde Prag manzarasını izleyecek yer bulmak bir hayli zor gibi.
Charles Köprüsü’nü gezmek ve üzerindeki tarihi heykellerle beraber sunduğu o eşsiz manzarayı fotoğraflamak için en iyi zaman dilimi sabahın erken saatleri. Sabah saatlerinde köprüde seyyar satıcılara ya da çok sayıda turiste rastlamak zor olduğu için; dilediğiniz gibi fotoğraf çekebilir, şehrin sisli sabah manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Prag Kalesi (Prag Castle)
880 yılında Premyslid hanedanı Prensi Borijov tarafından yaptırılan Prag Kalesi, Guinness Rekorlar Kitabı’na göre 70.000 metre karelik alanıyla Dünya’nın en geniş eski kalesi. Kalenin içinde kiliseler, bahçeler, kraliyet sarayları ve geçitler olmak üzere 10. Yüzyıldan 14. Yüzyıla kadar değişik mimari stillere ait yapılar bulunuyor. Kale günümüzde Çek Cumhuriyeti Devlet Başkanı’nın resmi ikametgahı ve şehrin de en çok turist çeken yerlerinden bir tanesi.
Aziz Vitus Katedrali (Saint Vitus Kathedra)
Prag Kalesi kompleksi içinde yer alan Aziz Vitus Katedrali, gökyüzüne doğru uzanan ihtişamlı kuleleriyle hem Prag’ın hem de Çek Cumhuriyeti’nin manevi kalbi. Aziz Vitus Katedrali, günümüzde ülkenin en büyük ve en önemli Hıristiyan Katedrali konumunda. Kilisede 3 Bohemiya Kralı ve birçok Aziz’in de mezarı bulunuyor. Yapımına 1344 yılında başlanan Katedral’in inşası yaklaşık 525 yılda tamamlanmış. Mimarisinde Neo-Gotik, Gotik, Barok ve Rönesans etkilerine rastlanan Katedral’in bazı bölümlerinde birçok mozaik, fresk ve değerli taş kullanılmış. Aziz Vitus Katedrali, tüm bu güzellikleriyle, Prag’da gezip göreceğiniz yerlerin başında gelmeli.
Eski Şehir Meydanı (Old Town Square)
Prag Eski Şehir Meydanı, yıllar boyunca uğradığı işgallere rağmen günümüze kadar ulaşabilmiş. 10. Yüzyıldan kalma orijinalliğini büyük oranda koruyan bu meydan, eşsiz mimarisi, renkli tarihi ve dinamik atmosferiyle bugün şehrin kalbinin attığı yerdir.
Hiç eksik olmayan müzisyenleri, protesto gösterileri, dans şovları, satıcıları ve vazgeçilmez ziyaretçileriyle Prag Eski Şehir Meydanı, bugün tarihe meydan okumaya devam ediyor.
Prag Astronomik Saat (Prague Astrological Clock)
Prag şehir meydanındaki Astronomik Saat, muhtemelen Dünya’nın ne ilk ne de son Astronomik saati; ancak şüphesiz bu saat Dünya’daki en meşhur saatlerden biri. Prag Astronomik Saat’i bu kadar meşhur ve ilgi çekici kılan nedenlerin başında; Orta Çağ döneminden kalmış olması geliyor. 15. Yüzyılda yapılmış olması kesin olmakla beraber saatin hikayesi hakkında değişik söylentiler var. Bunlardan en çok bilineni, 15. Yüzyılın meşhur saatçilerinden Hanus tarafından yaptırılmış olması.
Anlatılana göre saat yapıldıktan sonra herkes tarafından müthiş bir ilgi görür. Saatin planını isteyen çok olsa da Hanus bunu sır gibi saklar. Ancak daha sonra şehir konseyi Hanus’un tekrar buna benzer bir saat yapacağını öğrenince, gözlerine mil çekerek onu kör eder. O da intikam olarak Prag’daki bu saatin planını bozar ve ondan sonra saati kimse tamir edemez. Bu söylenti saat hakkında en çok bilinendir. Ancak daha sonra 1961 yılında keşfedilen tarihi kaynaklara göre saatin 1410 yılında Mikulas of Kadan ve Charles Üniversitesi’nde Profesör olan Gökbilimci Jan Sindel tarafından yaptırıldığı ortaya çıkmış. Yine bu kaynaklara göre saat 1490 yılında saatçi Hanus tarafından tamir edilmiş ve bundan dolayı da uzun yıllar saati yapanın Hanus olduğu sanılmıştır.
Saatin hikayesi kadar şekli, görüntüsü ve üzerinde taşıdığı figürler de bir hayli ilgi çekicidir. Zira saatin önünde kalabalığın eksik olmayışının temel nedeni bu figürler ve bunların her saat başı ortaya çıkardığı gösteridir. Saatin üst kısmında kapalı bir pencere, bu pencerenin içinde de 12 havarinin heykeli bulunuyor. Saatin her iki yanında da 4 tane figür var. Bunlardan birinin elinde kibri ve kendini beğenmişliği sembolize eden bir ayna bulunuyor. Diğer bir figürün elinde altın kesesi mevcut, bu paraya düşkün olan yahudiyi sembolize ediyor. Üçüncü figür ise elinde bir mandolin olan Osmanlı figürüdür. Bu da keyif ve eğlenceyi sembolize eder. Son figür ise bir iskelettir ve bu iskelet ise ölümü temsil eder. Bunların her saat başı sergilediği ve bu nedenle yüzlerce turistin kar, yağmur demeden önünde toplandığı gösteri de şu şekilde gerçekleşiyor: Her saat başı geldiğinde ölümü sembolize eden iskelet çan çalmaya başlar ve ölüm zamanın geldiğini belirtir, buna karşılık diğer figürler de bunu istemedikleri için kafalarını sağa sola çevirip hareket ederler. Bu arada yukardaki pencere de açılır ve 12 havari sırasıyla kendini gösterir. Bu gösteriye tanıklık edebilmek için her saat başı yüzlerce turist saatin önünde toplanır ve gösterinin başlamasını bekler. Bu nedenle burası her daim canlı ve dinamik, şehri gezmeye gelen turistler için de mutlaka görülmesi gereken bir yer.
Prag’ın Meşhur Kuklaları
Prag sokaklarını ya da buradaki hediyelik eşya dükkanlarını gezerken sıkça karşılaşacağınız şeylerden bir tanesi de Prag’ın birçok karakterde bulabileceğiniz kuklalarıdır. Prag’ın kukla kültürü aslında 18. Yüzyıla kadar dayanıyor. Yıllar geçtikçe ve şehri ziyaret eden turist sayısı arttıkça bu kuklalar da ticarileşmeye başlamış. Günümüzde de Prag’ın sembollerinden biri olduğu için şehrin birçok yerinde kukla satıcılarına ve özel kukla dükkanlarına rastlayabilirsiniz. Üstelik ünlü futbol yıldızlarından tutun da disneyland karakterlerine kadar birçok karakterin kuklalasını bulmanız mümkün. Ama geleneksel Prag kuklaları genellikle korkutucu ve ürpertici oluyor. Prag’ta her köşe başında bulabileceğiniz bu kuklalar tahta ya da plastik malzemeden yapılıyor.
2 comments
geçtiğimiz yıl buradaydım.. Fotoğraflara bakınca tekrar orada olmak istiyorum.. güzel paylaşımınız için tebrikler.
Çok teşekkürler Cengiz Bey, Prag gerçekten de özlenecek bir şehir. Sevgiler